EVLİLİK HAKKINDA




Her genç kızın rüyasıdır, masal prensesi gibi beyaz gelinlikler içinde bir düğün ile – tabiri caizse-
dünya evine girmek. Kendisini bir masal kahramanı gibi hisseder genç kız, düğün alanına meşaleler arasından ihtişamlı bir giriş, konukların yükselen alkışları, müziğin sarhoş eden ritmi derken dünya evine ilk adımlar atılır. Çizgi filmlerdeki gibi bir ömür mutlu yaşasınlar-dır - tüm umutlar, tüm beklentiler…
Bir takım insanlara sormuşlar neden evlenilir şeklinde, cinsiyetlere göre verilen cevaplar farklılıklar göstermiş.
Kadınlar ağırlıklı olarak; toplum ve aile baskısı şeklinde cevap verirken, diğer verilen cevaplar; aşık olduğu insanla aynı evi paylaşmak, çocuk yapmak, yaşamı tek başına geçirmek istememek, giderleri paylaşmak, ailesinden ayrı yaşamak şeklindedir.
Erkekler ise; toplum böyle istediği için cevabını ağırlıklı verirken, tek başına yaşamaktan sıkılmak, ev işlerini yapacak ve kendine bakacak birilerinin varlığına ihtiyaç duymak, tüm arkadaşları evlendiği için ya da partneri istediği için şeklinde cevaplar vermişlerdir.
Cevaplar her ne olursa olsun, boşanmaların oranının evliliklerin oranını hızla yakaladığı bir yüzyılda, evlenme sebebinin iki karşı cins tarafından, tüm baskılardan uzak, kendi özgür iradeleri ile verilmesi gerekmektedir.  
Çünkü asıl evlilik ne çizgi filmlerdeki gibi mutlu bir son ya da başlangıç değildir, ne de insanların gözünün korktuğu gibi kısıtlayan bir kurum değildir/olmamalıdır.
İki ayrı kültürden iki ayrı cinsiyetin bir araya gelerek aynı evin, aynı hayatın paylaşmasıdır aslında evlilik.
Ayrı bir dünya oluşturulur evlilikle ve sağlıklı olabilmesi için de her iki tarafın öncelikle kendilerini hazır hissetmeleri gereklidir. Fikirde uyuşuluyor mu, mizaçlar uygun mu, her iki taraf birbirini yeterince tanıyor mu, karşılıklı sevgi besleniyor mu, cinsel olarak karşılıklı çekicilik hissediliyor mu… Tüm bu soruların cevaplarına tereddüt etmeden olumlu yanıt veriliyorsa, çiftlerin evliliğe hazır olduğunu söyleyebiliriz.
Aynı zamanda bir kurumdur evlilik, yönetilmesi de gerekir. Hangi evde yaşanılacak, evin giderlerini kim karşılayacak ya da hangi gideri kim karşılayacak, alış verişten kim sorumlu olacak, hangi ev işi kimin sorumluluğunda olacak şeklinde gerçek yaşamda kendilerini bekleyen olgulara esnek şekilde çözüm üretilmiş olmalıdır.
Duygusal ve mantıksal olarak hazırlıklı olunan bir birleşme, sağlıklı bir evlilik yolunda atılmış en büyük adım olacaktır.

Yonca Sargın
Aile Danışmanı - Sosyolog

Yazar Hakkında:
1973 İstanbul doğumlu olan Yonca Sargın, 1995 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümü mezunudur. Akdeniz Üniversitesi'de 2010 yılında MBA yüksek lisansını tamamlamış, 2016 yılında Marmara Üni. MÜSEM'de; evlilik ve boşanma terapisi, evlilik öncesi danışmanlık, cinsel terapi, boşanma sonrası çift ve bireysel terapi, boşanma sonrası çocuk uyumu, yas terapisi, ergen terapisi, bireysel terapi, doğum sonrası çiftlerin yeni düzene uyumu konularını içeren, MEB onaylı, Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlayarak, uluslararası Aile Danışmanı sertifikasını almıştır. Bunun yanı sıra Bilgelik Enstitüsü'nden Aile ve Çift terapisi sertifikası, Wisc-r ve birçok psikolojik testleri uygulayıcı sertifikasına sahiptir. Uyguladığı diğer testler; Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE), Arzu Listesi, Gessel Gelişim Figürleri Testi, Beier Cümle Tamamlama, Louisa Duss Psikanalitik Hikâyeler Testi, D2 Dikkat Testi, Burdon Dikkat Testi,Frankfurter Dikkat Testi,Catell 2-A Zeka Testi, Peabody Resim Kelime Eşleştirme Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Sınav Kaygısı Ölçeği, Raven Progressive Matris Testi. 
Yonca Sargın çalışmalarına Antalya'da devam etmektedir.

 
Randevu için; +90 533 746 23 08  ve WhatsApp'dan
Facebook: https://www.facebook.com/yoncasarginailedanismani/
Instagram: https://www.instagram.com/yoncasarginailedanismani/?hl=tr

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCGAUKhe7PAnQtSI_RKaWhMw




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UÇURUMA DOĞRU GİDEN EVLİLİĞİ KURTARMA ÇABALARI

KADINLARIN İHANETİ

PORSELEN ÇAYDANLIK